Guzel bir yazi Gece yarisiydi. Arabadaydim. Radyo Maydonoz'da Selim gazete koselerinden internete yayilmis bir oyku*yu anlatiyordu. Kulak kesildim: "Bir sonbahar gunu Londra'daki doktor muayenehanesinin bekleme odasinda otu*ran adam, yapraklarin dokulmesini huzun*lu bir gulumsemeyle seyrediyordu. Biraz sonra muayene odasinda doktor, teshisi acikladi kendisine: '- Bay Winkelman, beyninizde bir ur var. Hemen ameliyat olmalisiniz.' Yuz hatlari gerildi Winkelman'in: '- Ingiltere'de bu ameliyati yapabi*lecek doktor var mi' diye sordu. '- Amerika'da yasadiginiza gore orada olmanizi oneririm' dedi doktor; 'Zaten sizi ameliyat edebilecek tek operator olan Charles Wronkow da orada yasiyor. Winkelman tesekkur edip ayrildi. Ote*le giderken derin derin dusunuyor ve yere dokulen yapraklari ayaklariyla yavasca iti*yordu. Birkac gun sonra gazeteler taninmis Amerikali operator Charles Wronkow'un Ingiltere'de tatilini gecirirken intihar ettigi haberini verdiler. Polis, boyle taninmis bir doktorun ne*den Wilkelman adi altinda, Londra'nin yoksul bir mahallesindeki otelde kaldigini merak ediyordu." * * * Bu oykuyu dinledigim gecenin sabahin*da gazeteler Reve Favaloro'nun intihar haberini duyurmuslardi. Favaloro, 1967'de buldugu by-pass yontemiyle kalp ameliyatlarinda bir cigir acan ve milyonlarca hastayi kurtaran Ar*jantinli cerrahti. Buenos Aires'teki muhte*sem villasinda kalbine siktigi tek kursunla son vermisti hayatina... Milyonlarin kalbine giden kanallari acan bir insanin, kendi yuregindeki tikanmaya deva bulamamasi ve sonunda onu kursun*layarak susturmasi ne trajik bir final!.. Butun bir salonu gulmekten kirip gecir*dikten sonra cekildigi makyaj odasinda ses*sizce aglayan bir palyaco gibi... Cevremize yaydigimiz isiktan biz nasiplenemeyiz cogu zaman... insanin sozu gecmez, gucu yetmez ba*zen kendine... En guzel ask filmlerinde oynayan kadin, alabildigine mutsuzdur bakarsaniz... Diline doladigi herkesin ic dunyasini ka*lemiyle didikleyen yazar, kendi icindeki kes*mekesi tariften acizdir. Cemaate iman telkin ederken icten ice Tanri'yi sorgulamaya baslamis bir din ada*mi kadar caresiz, kivranir insan... Yalnizlik korkusunu bastirmak icin omru boyunca sayisiz kadina tutulmus bir Kazanova'nin sonunda anavatani yalnizliga donmesi, ...ya da cehennemi bir cephede gun bo*yu askerlerine cesaret asilayan kumandanin gece karargahta korkudan titremesi gibi, ...en yakindan tanidigi zaafi, en guven*digi yanina yakistiramaz insan: ...ve kendini en bildigi yerinden vurur: Kalpse kalp; beyinse beyin... ...bir kursunla durur. * * * Cunku en beteridir kendisiyle savasan*larin, kendine yenilmesi... Inanmadan din adami olarak kalamaz*siniz; sevmeden asik rolu oynayamaz, cesa*retsiz savasamazsiniz; beyninizde bir urla beyinlere deva, kalbinizde kanayan bir ya*rayla kalplere sifa tasiyamazsiniz. Bu kusatmayi yarmak icin o "zaaf”lari*nizi yok etmek zorundasinizdir; cogu kez kendinizden vazgecmek pahasina... insan, kendine ragmen gider o zaman...gencliginde nice cana kiydigi kilicinin uzerine karniyla yativeren yasli bir Samuray savascisi ya da intihar icin artik hukmedemedigi tanidik bir mikrofonu secen Zeki Muren gibi, olumu beklemeden onun kol*larina kosar. Bazen uluorta, bazen yapayalniz, ...ucsuz bucaksiz bir bosluga akar... Malum; "uzun sure ucuruma bakar*san, ucurum da senin icine bakar." |
0 yorum:
Yorum Gönder