18 Haziran 2007 Pazartesi
Ask aci cekmek midir?
Ask acisi diye bir sey yok! Ama ille de askin icinde aci varsa bu hastalikli bir durum. Askta aci cektigini dusunenler, profesyonel destek almali. Sorunlarini yakinlariyla paylastikca, herkes kendince ahk�m kesecek ve cekilen aci iyice artacak.
Prof. Dr. Mansur Beyazyurek, basa cikilmasi en zor duygulardan biri olan 'ask acisi'na recete yazdi. Beyazyurek, aski aci cekmeden yasama yontemlerine iliskin sorulari yanitladi:
Gercekten 'ask acisi' diye bir sey var mi?
Ask acisi yok. Aci askin kendisinde degil, sahiplenme tutkusunda. Kisi asik oldugu kisiyi kendine ait bir nesneymis gibi algiliyor ve kaybedince de bir seyini kaybetmis gibi aci hissediyor. Kolunu, bacagini veya annesini babasini kaybetmeye deger aci cekiyor. Ancak ask kavrami icinde aci varsa hastalikli bir durumdur ve yardim gerektirir. Yoksa ask gibi insani motive eden, butun sistemlerini harekete geciren, bagisiklik sistemini guclendiren, heyecanlarini korukleyen ve yasama sevinci veren bir duygunun aci vermesi mumkun degil!
Sahiplenme duygusu kotu bir sey mi?
Hayir ama buna ask dememek gerekli. Kisi gercekten asiksa, seviyorsa karsisindaki kisinin mutlulugunu dusunur bu da insana aci vermez.
Ask acisi cekmek insanin elinde degilse ne oneriyorsunuz?
Duygularini bir daha gozden gecirmelerini oneriyorum. Hissettiklerinin ne oldugu hakkinda. Aci cekiyorsa mutlaka ama mutlaka bir profesyonele danismali. Kendi baslarina cektikleri aciyi kurgularlarsa, surekli akillarindan gecirirlerse ya da kendilerine duygusal yakinligi oldugunu bildikleri anne, baba, arkadas ve kardesle paylasirlarsa; bu durum cektikleri aciyi artirmaktan baska bir ise yaramaz. Mutlaka objektif dusunen biriyle paylasmalari gerekir.
Neden ask acisini daha cok kadinlar ceker?
Kadinlar daha cok cekiyor denir ama bu kadinlarin duygularini daha kolay ifade etmelerinden kaynaklanir. Erkeklerde ifade sorunu vardir. Erkek aglamaz, erkek soylemez ve erkektir dayanir gibi insani insanligindan uzaklastiran birtakim kaliplar; erkeklerin bu duygulari kendi icinde yasamasina neden olur. Ifade edemedigi icin erkegin daha zavalli oldugunu dusunuyorum. Ancak bu arada sahiplenme duygusu erkeklerde daha fazla oldugu icin aslinda biten asklardan sonra onlar daha cok aci ceker.
Sevgisizlik hastaliklari cagirir mi?
Sevgi dedigimiz duygu; yemek, icmek ve hava almak gibi insanin ihtiyaci olan bir sey. Birini sevebilme gucumuz eksikse, bu durum bircok ruhsal hatta bedensel hastaligin kokeni olabilir. Bunun somut bir ornegi de var: Aile yaninda anne babalariyla buyuyen cocuklarla, bir yetimhanede buyuyen cocuklarin ruhsal ve bedensel gelisimlerinde ciddi farkliliklar vardir. Yetimhanede buyuyen cocuklar, ayni gidalari alsalar bile daha zayif ve hastaliklara dayaniksiz oluyor.
Kanser ve verem gibi hastaliklarin alt yapisinda 'gonul yarasi' var midir yoksa bunlar birer film senaryosu mu?
Son yillarda yapilan arastirmalar, asiri yogun stresin bu tip hastaliklarin ortaya cikmasinda onemli rol oynadigini ortaya koydu. Bu stres olaylari duygusal bir kaynaktan geliyorsa ask acisi... Dolayisiyla sevgisizlik, bosanmalar, birlesmeler, ciddi stres kaynaklari bu hastaliklara zemin hazirlayabiliyor.
Neden kalp ve akcigerler ask acisindan sonra ilk hastalanan organlar. Vucudumuzda gonul kirikligina en dayaniksiz yerler buralar mi?
'Organa resistentia minor', bu Latince bir kavram. Direnci en zayif organ demek. Bu organ herkeste degisir. Kimisi bir stres karsisinda mide kanamasi gecirir, kimi kalp krizi gecirir, kiminin migreni tutar. Dolayisiyla herkeste strese karsi direnci dusuk olan organ farkli olabiliyor. En zayif organi budur demek dogru degil ama genetik yapiya gore bu organin yeri degisir.
Hastayken asik olmak iyilesme surecini hizlandirabilir mi?
Kesinlikle katiliyorum. Insanin mutsuz oldugu donemde, rahatsizlik doneminde bir ask yasarsa adrenalin desarji, serotonin gibi vucudun direncini artiran hormonlarda artis olur. Dolayisiyla iyilesmeler daha hizli olur. O yuzden de diyorum ki; hangi yasta ve hangi sartlarda olursa olsun insanlarin kalbi, gonlu aska acik olmalidir.
Mutlu ve asik olmak ogrenilebilir mi?
Ogrenilecegini dusunuyorum. Ama bu dusunulmeden, tamamen icgudusel duygular sevgi olarak tanimlaniyor. Karsi cinse duyulan cinsellik uyanisi da ask olarak tanimlanabiliyor. Iste bu nedenle kirilmalar daha sik rastlaniyor. Halbuki askin sevginin icinde zamani paylasmak, emek, evrensellik hatta estetik var. Bunlar ogrenilebilir ama biz bunlari birakin ogrenmeyi konusmayi bile aptallik olarak degerlendiren bir toplumuz. Ask ve sevgi de ogrenilebilir ama ogrenmek icin de emek gerekir. Ustelik olunceye kadar surecek bir ogretidir bu. Aski sadece genclik donemine ait bir duygu olarak dusunmek yanlis. O kadar zevklidir ki; keske hepimiz zamanimizin bir parcasini bu ogretiye ayirsak, yasamak daha keyifli olur.
Ask kimden ogrenilir?
Her hissedilen duyguyu ask diye tanimlarsak insanlara zarar da vermis oluruz. Ne kadar ogrenilirse ogrenilsin yine de insana ait cok insanin kendisine ozel aski hissedis sekli olabilir. Ama ogrenmek kaydiyla hepimizin hasta alis sekli farkli, kesinlikle bir egitimden sonra aski da herkes her insanin parmak izinin farkli olmasi gibi cok kendine ozel hissedis sekli bulur. Buna da saygi duymak gerekir. Onun icin ask sevgi gibi konularda, bir baskasinin bir baskasi uzerine 'soyle yap boyle yap' demesini dinlememek gerekli. Herkes kendi hisseder. Herkes birbirine akil verir ama hisseden bilir. Hic kimse kimsenin yerini bir konuda alamaz. Karsidakinden oyle bir koku almistir ki, oyle bir bakis gormustur ki sadece o gormustur baskasi gormemistir. O yuzden bir baskasi ahkam kesemez! Leyla cok guzel bir kiz degilmis. Leyla'nin babasi Mecnun'a demis ki, "Neden Leyla'ya boyle tutuldun oglum, kizim oyle dunyalar guzeli de degil." Mecnun'un buna yaniti ise su olmus: "Bir de ona benim gozumle baksaniza..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder